
Ahmet Turan Türk ile…
Yazının tamamını indirmek için tıklayınız.
Eski Türkçeden bugüne değin Türkçenin ifade gücünü arttıran unsurlardan birisi de yansıma sözlerdir. Bu sözlerin söz varlığı içerisinde özel bir yeri bulunmaktadır. Söz ile anlam ilişkisi sonucunda ortaya çıkan nedensizlik ilkesi, yansıma sözlerde nedenlilik ilkesi ile birbirine bağlanmaktadır; çünkü doğada istemsiz şekildeki insan ve insan dışı canlı-cansız varlıkların çıkardığı ses ve gürültüleri taklit yolu ile yansıtan söz, yansıma sözdür. Kısacası yansıma sözler, göstereni ile gösterileni aynılaşmış olan dil göstergeleridir.
Her ne kadar bu varlıklar aynı sesleri çıkarıyor olsa da insanlar aynı şekilde duyduğu bu sesleri kendi dilinin ses demetine göre farklı şekilde söylemekte ve yazmaktadır. Bu durum farklı toplumlarda olabildiği gibi aynı kökene ve dile sahip bir dilin konuşurları arasında da olabilmektedir.
Bu çalışmanın ana konusu olan yansıma sözler, Türk yazı dillerinde aynı anlama gelse de kimi zaman farklı biçimlerde sesletilmektedir. Bununla birlikte aynı sesletim ve aynı anlamla ifade edildiği de görülmektedir. Örneğin “şar şar” yansıma sözü pek çok Türk yazı dilinde aynı biçim ve anlamda kullanılmaktadır. Buna karşın Türkiye Türkçesinde “küt küt” ya da “güm güm” şeklinde ifade edilen kalp sesi Tatar Türkçesinde “döp döp” biçiminde karşılık bulmaktadır. Bu çalışmada Türk dünyasının kültür merkezlerinden olan İstanbul, Kazan ve Taşkent özelinde Türkiye Türkçesi, Tatar Türkçesi ve Özbek Türkçesinde kullanılan yansıma sözlerin ses, biçim ve anlam yönünden karşılaştırmalı bir değerlendirmesi yapılmıştır.