
Yazının tamamı için tıklayınız.
Kültürler birbirleri ile etkileşerek gelişirler. Türkler tarih boyunca birçok devlet kurmuş, birçok bölgeye göçmüş ve oralara kendi kültürünü de götürmüştür. Bu durum Türklerin gittiği yerlerde başka kültürlerle de karşılaşarak etkileşim içerisine girmesine neden olmuştur. Hüküm sürdüğü ya da göçtüğü bölgelerde kendi kültür miraslarını bırakan Türkler, gittikleri yerde yer alan kültürlerden de bir takım kültür unsurlarını bünyesine katmıştır. Bunun en temel göstergelerini Türklerin alfabelerinde görmek mümkündür.
Türkler tarihte kendi milli alfabesini yarattığı gibi başka milletlerin alfabelerini de kullanmıştır. Yayıldığı alanlarda, komşu olduğu kültürlerde kullanılan alfabeler olağan etkileşim neticesinde Türkler tarafından da kabul edilmiş ve kullanılmıştır. Köktürk, Uygur, Arap, Kiril, Grek, Latin vd. birçok alfabeyi yüzyıllar boyunca farklı zamanlarda farklı coğrafyalarda kullanan Türkler bu alfabelerle çok önemli eserler vücuda getirmiştir. Dünyada bugün için tespit edilen 7097 dil[1] olmasına karşın bunların çok küçük bir bölümünün kendine has yazı dili ve alfabesi bulunmaktadır. Bu durum her dilin yazı düzeyine ulaşamadığını göstermektedir. Bu bağlamda düşünüldüğünde yazı dilinde Türkçenin ne kadar gelişmiş bir seviyede olduğu görülmektedir.
(…)
Her değişim sancılı bir süreç sonrasında tamamlanmaktadır. 1 Kasım 1928’de kabul edilen Latin harfleri ile birlikte bu süreç Türk basınında da kendisini göstermiştir. Yayınlanan iki harfin kullanıldığı dönem gazetelerinde yukarıda gösterilen sınıflandırmadakilere benzer hatalar görülebilmektedir. Bu uzun süre kullanılan Arap harflerinden Latin harflerine geçişte yaşanması oldukça olağan bir durumdur. Taradığımız 1928 tarihli İkdam Gazetesi’nden bir iki yıl sonra çıkan Latin harfli gazetelerde hatalar oldukça aza inmiştir. Hatta 1930’lu yıllarda bu hatalar yok denecek kadar azdır.
Yeni bir alfabeden standart dil yaratabilmek ve bunu kısa sürede yapabilmek o dilin konuşurları ve yazarları tarafından başarılması kolay olmayan bir meseledir. Fakat Türk dili konuşur ve yazarları XX. yüzyılın başlarında bunu başarmış ve kısa sürede oldukça kâmil bir yazı dili oluşturmuştur.
[1] Dünya dilleriyle ilgili detaylı bilgiler için bk. https://www.ethnologue.com/world (Erişim tarihi 19.03.2016)